Röportajda konuşan Al, Dek Dak dövmesinin Mezopotamya ve Şanlıurfa coğrafyasından günümüze ulaştığını belirterek, geçmişte bu dövmelerin kına, kül ve anne sütüyle yapıldığını ifade etti. Kullanılan her malzemenin manevi bir anlam taşıdığını vurgulayan Al, bu geleneğin bir süsleme değil, kültürel bir kimlik göstergesi olduğunu dile getirdi.

Güneş motifinin özellikle kadın ve annenin kutsallığını, doğurganlığı ve yaşamın sürekliliğini simgelediğini aktaran Yasemin Al; ellere yapılan dövmelerin bereket ve bolluğu, çeneye yapılan dövmelerin ise kimlik ve aidiyeti temsil ettiğini söyledi. Tek noktanın birliği ve tekliği, üç noktanın ise anne, baba ve çocuğu simgelediğini, aynı zamanda nazardan korunma anlamı taşıdığını ifade etti.

Günümüzde sahne ve etkinliklerde bu geleneğin makyaj tekniğiyle uygulandığını belirten Al, asıl amaçlarının bu kadim kültürü özünden koparmadan yaşatmak olduğunu vurguladı.

Şanlıurfa Fotoğraf ve Sinema Evi’ne bağlı sokak fotoğrafçısı olan Yasemin Al, aynı zamanda Şükrü Üzümcü Halk Oyunları Ekibi üyesi ve görsel sanatlar öğretmeni olarak kültürel ve sanatsal çalışmalarını sürdürüyor. Al, Urfa’nın geleneksel motiflerini sahneye, fotoğrafa ve görsel sanata taşıyarak kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sunuyor.

Urfa Geceleri kapsamında sahneye taşınan Dek Dak geleneği, izleyicilerden büyük ilgi görürken; Şanlıurfa’nın bu kadim dövmesi, bir kez daha deriye değil, yüreğe işlenen bir kültür olarak hafızalarda yer etti.