Dilek Tuna Memişoğlu
Köşe Yazarı
Dilek Tuna Memişoğlu
 

BİR MANOLYA AĞACI ÖYKÜSÜ

İstanbul sokakları şimdilerde manolya çiçekleriyle donanmış. Hafiften bir rüzgâr esti mi alıp getiriyor bu narin çiçeğin kokusunu size. Şehrin bazı semtlerinde manolya ağaçlarıyla karşılaştım yürürken. Güçlü ağaçlar. Yaprakları da öyle. Parlak. Ve çiçekleri. Muhteşem doğrusu. Kocaman açıyorlar. Bembeyaz. Saflığın simgesi manolyalar. Zarafetin, asaletin, kadın gücünün simgesi. Şarkıda diyor ya Zeki Müren: “Koklamaya kıyamam  Benim güzel manolyam…” Sevdiğini manolyaya benzetmiş. Koklamaya kıyamadığı. “Manolya dokunuca solar” derler. Yürürken elimin uzandığı yerde görünce dalından tutup inceliyorum. Solar diye korkup çiçeğine dokunmuyorum tabii. Oysa öyle bir şey yokmuş. Diri bir yapısı var çiçeklerinin. Sadece insan kıyamıyor dokunmaya. Öyle seyretmelik. Koklamalık. Dalında güzel. Pembe, krem, sarı ve mor tonları da varmış manolyanın. Anavatanı Güneydoğu Asya ve Kuzey Amerika. Osmanlı’nın son dönemlerinde Avrupa’dan İstanbul’a getirilmiş. Önceleri saray ve köşk bahçelerini süslemiş. Zamanla şehrin bahçelerine yayılmış. Bugün Marmara, Karadeniz ve Ege’yi süslüyor manolya ağaçları. Şarkılara, öykülere konu olmaya, aşklara şahitlik etmeye devam ediyor. Dilek Tuna Memişoğlu
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2025 -Perşembe

BİR MANOLYA AĞACI ÖYKÜSÜ

İstanbul sokakları şimdilerde manolya çiçekleriyle donanmış.

Hafiften bir rüzgâr esti mi alıp getiriyor bu narin çiçeğin kokusunu size.
Şehrin bazı semtlerinde manolya ağaçlarıyla karşılaştım yürürken.
Güçlü ağaçlar.
Yaprakları da öyle.
Parlak.
Ve çiçekleri.
Muhteşem doğrusu.
Kocaman açıyorlar.
Bembeyaz.
Saflığın simgesi manolyalar.
Zarafetin, asaletin, kadın gücünün simgesi.
Şarkıda diyor ya Zeki Müren:
“Koklamaya kıyamam 
Benim güzel manolyam…”
Sevdiğini manolyaya benzetmiş.
Koklamaya kıyamadığı.
“Manolya dokunuca solar” derler.
Yürürken elimin uzandığı yerde görünce dalından tutup inceliyorum.
Solar diye korkup çiçeğine dokunmuyorum tabii.
Oysa öyle bir şey yokmuş.
Diri bir yapısı var çiçeklerinin.
Sadece insan kıyamıyor dokunmaya.
Öyle seyretmelik.
Koklamalık.
Dalında güzel.
Pembe, krem, sarı ve mor tonları da varmış manolyanın.
Anavatanı Güneydoğu Asya ve Kuzey Amerika.
Osmanlı’nın son dönemlerinde Avrupa’dan İstanbul’a getirilmiş.
Önceleri saray ve köşk bahçelerini süslemiş.
Zamanla şehrin bahçelerine yayılmış.
Bugün Marmara, Karadeniz ve Ege’yi süslüyor manolya ağaçları.
Şarkılara, öykülere konu olmaya, aşklara şahitlik etmeye devam ediyor.

Dilek Tuna Memişoğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.