Ve eylül gelir sarı bir sessizlikte.
Sadece kendini duyarsın.
Sadece kendinde durur saatin.
Tüm yazın yorgunluğu, yılların sızısı yüreğinde.
Her eylül yeni başlangıç.
Yeniden temize çekmek hayatı.
Yeni kararlar.
Doğrulup başlamak.
Her şeye rağmen “dur” demek hüzne.
Mutluluğa “merhaba” fısıltısı.
Eylül üzgün bir ay gibi görünse de taze bir güneşin gülümsemesi gibi ılık ılık akar ruhumuza.
Bize tatlı şarkılar söyler hafiften.
Hoş kokular taşır geçmişten bugüne.
Sarı ve turuncu renk verir ânın içinde.
Kahve kokusu sabahın serininde.
Olgun üzümlerde gün sıcaklığı.
Bir şiir gelir serin Eylül rüzgârıyla
Ataol Behramoğlu’ndan:
“Eylül sabahının serinliğini, Yaprakların serinliğini Ciğerlerime dolduruyorum.
Sessizlik ve serinlik Birleşiyor Yıkanmış güvercinler Ve çok uzakta bir tren sesi..
Her zaman yeniden başlamak duygusu Doğuyor içimde Her uyanışımda.
Düşmanlarımı bağışlıyorum, Daha çok seviyorum dostlarımı Her uyanışımda..
Eylül sabahının serinliğini, Yaprakların serinliğini Yüreğime dolduruyorum.”