Aylin Özgür
Köşe Yazarı
Aylin Özgür
 

RUTİNLERİMİZ

Güven mi, Yenilik mi? Hepimiz fark etmeden hayatımızı rutinlerle örüyoruz. Bazen iyi geliyor, bazen de içten içe sıkıyor. O zaman gelin birlikte bu konuyu biraz konuşalım. Rutin Nedir? Rutin, her zaman yapılan, alışkanlık haline gelmiş uğraş demektir. Tekdüzelik, olağanlık, sıradanlık gibi çağrışımları vardır. Fransızca routine ise “alışkanlıkların dışına çıkmayan, kalıplaşmış” anlamına gelir. Peki, bu kelimenin bize hissettirdikleri tam olarak ne? Kimi için huzur ve güven… Kimi içinse sıkışmışlık ve değişme isteği… Rutinlerin Verdiği Güven Pek çoğumuzun günlük ritüelleri vardır: Sabah kahvesi olmadan güne başlayamamak, hava durumuna mutlaka bakmak, aynı yoldan işe gitmek, aynı saatte yemek yemek… Bu düzenli tekrarlar bize konfor alanı sağlar. Bildiğimiz, alıştığımız şeyleri yapmak güven verir. Ama burada cevabı düşünülmesi gereken bir soru var: Peki ya beynimiz bu durumdan memnun mu? Beyni ezberlenmiş bir döngünün içinde tuttuğumuzda onu tembelliğe mi itiyoruz? Yeni bir şeye gerek duymayan bir zihne mi dönüşüyoruz? Hadi bunu bir düşünün… Rutinleri Farklılaştırmanın Etkisi Zaman zaman alışkanlıkları değiştirmek hayatımıza renk katar. Bir sabah kahve yerine çay içmek, işe giderken farklı bir yol seçmek, tarzımızı ufak bir dokunuşla değiştirmek… Bunlar küçük gibi görünse de beynimize “yeni bir şeyler oluyor” sinyali verir. Yeni kitap türleri karıştırmak, farklı bir konuya göz atmak, “Bunu biliyorum zaten” demek yerine “Bir de diğer açıdan bakayım” diyebilmek… Belki de bazen “herkes gibi” olmak yerine “kendin gibi” olup farklılaşmak daha iyi gelir. Hadi bunu da düşünün. Rutinsiz, Daha Heyecanlı Bir Yaşam Hayat aslında tekdüzeliği sevmez. Sen kahvenin tadına alıştın diye neden orman meyveli bir çaya şans vermeyesin? Hep aynı yoldan metroya gitmek yerine başka bir güzergâh denediğinde belki yeni bir şey fark edeceksin. Evet, evden biraz erken çıkman gerekebilir. Evet, bu alıştığı düzenin dışına çıkmak demektir. Ama beynin bu durumda çalışır, tazelenir, yeni bağlantılar kurar. Tembelliğe alışmış iç sesimizin “böyle iyiyiz” diyen yanını susturur. Ve belki de kendini daha iyi hissetmenin kapısı tam da burada açılır. Denemeye değmez mi? Sonuç İnsan elbette güven ister. Ama sadece rutinler sağlamaz o güveni. Bazen küçük bir farklılık, büyük bir deneyim kazandırır. Ezberleri bozmanın zamanı gelmiştir belki de. Belki de yaşam, rutinin güveniyle yeniliklerin heyecanı arasında kurduğumuz ince bir köprüdür. Önemli olan, o köprüden geçerken kendimize biraz alan tanımak, biraz da cesaret. Her daim bir umut vardır Aylin Özgür
Ekleme Tarihi: 07 Aralık 2025 -Pazar

RUTİNLERİMİZ

Güven mi, Yenilik mi?
Hepimiz fark etmeden hayatımızı rutinlerle örüyoruz.

Bazen iyi geliyor, bazen de içten içe sıkıyor.

O zaman gelin birlikte bu konuyu biraz konuşalım.

Rutin Nedir?
Rutin, her zaman yapılan, alışkanlık haline gelmiş uğraş demektir.
Tekdüzelik, olağanlık, sıradanlık gibi çağrışımları vardır.

Fransızca routine ise “alışkanlıkların dışına çıkmayan, kalıplaşmış” anlamına gelir.
Peki, bu kelimenin bize hissettirdikleri tam olarak ne?
Kimi için huzur ve güven…
Kimi içinse sıkışmışlık ve değişme isteği…

Rutinlerin Verdiği Güven
Pek çoğumuzun günlük ritüelleri vardır:
Sabah kahvesi olmadan güne başlayamamak, hava durumuna mutlaka bakmak, aynı yoldan işe gitmek, aynı saatte yemek yemek…
Bu düzenli tekrarlar bize konfor alanı sağlar.
Bildiğimiz, alıştığımız şeyleri yapmak güven verir.
Ama burada cevabı düşünülmesi gereken bir soru var:

Peki ya beynimiz bu durumdan memnun mu?
Beyni ezberlenmiş bir döngünün içinde tuttuğumuzda onu tembelliğe mi itiyoruz?
Yeni bir şeye gerek duymayan bir zihne mi dönüşüyoruz?
Hadi bunu bir düşünün…

Rutinleri Farklılaştırmanın Etkisi
Zaman zaman alışkanlıkları değiştirmek hayatımıza renk katar.
Bir sabah kahve yerine çay içmek, işe giderken farklı bir yol seçmek, tarzımızı ufak bir dokunuşla değiştirmek…
Bunlar küçük gibi görünse de beynimize “yeni bir şeyler oluyor” sinyali verir.
Yeni kitap türleri karıştırmak, farklı bir konuya göz atmak,
“Bunu biliyorum zaten” demek yerine
“Bir de diğer açıdan bakayım” diyebilmek…
Belki de bazen “herkes gibi” olmak yerine “kendin gibi” olup farklılaşmak daha iyi gelir.
Hadi bunu da düşünün.

Rutinsiz, Daha Heyecanlı Bir Yaşam
Hayat aslında tekdüzeliği sevmez.
Sen kahvenin tadına alıştın diye neden orman meyveli bir çaya şans vermeyesin?
Hep aynı yoldan metroya gitmek yerine başka bir güzergâh denediğinde belki yeni bir şey fark edeceksin.

Evet, evden biraz erken çıkman gerekebilir.
Evet, bu alıştığı düzenin dışına çıkmak demektir.
Ama beynin bu durumda çalışır, tazelenir, yeni bağlantılar kurar.
Tembelliğe alışmış iç sesimizin “böyle iyiyiz” diyen yanını susturur.
Ve belki de kendini daha iyi hissetmenin kapısı tam da burada açılır.
Denemeye değmez mi?

Sonuç
İnsan elbette güven ister.
Ama sadece rutinler sağlamaz o güveni.
Bazen küçük bir farklılık, büyük bir deneyim kazandırır.
Ezberleri bozmanın zamanı gelmiştir belki de.
Belki de yaşam, rutinin güveniyle yeniliklerin heyecanı arasında kurduğumuz ince bir köprüdür.

Önemli olan, o köprüden geçerken kendimize biraz alan tanımak, biraz da cesaret.
Her daim bir umut vardır
Aylin Özgür

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.