Günümüzde her tarafımızı plastik sarmış durumda. Sağa baksak plastik, sola baksak yine plastikten farklı bir şey göremiyoruz. Oysa belirli bir zaman önce plastiğe bu kadar sık rastlanmazdı. Yiyecekler ve içecekler cam kavanozlarda, şişelerde ya da metal kutularda satılırdı. Süt ve yoğurdu asla plastik ambalajda göremezdiniz. Su, sadece cam şişelerde olurdu (çocukluğumda olduğu gibi). Alışverişe giderken herkesin kumaştan çantası bulunurdu; poşet diye bir şey yoktu. Peki başka ne yoktu dersiniz? Hastalıklar bu kadar yaygın değildi, çevre ise kirlenmemişti. Şimdilerde ise her şey var; ama çevre kirli, hastalıklar çoğalmış durumda. Sizce de bunun sebeplerinden biri plastik değil mi? Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar gösteriyor ki, bir poşetin ya da plastik bir şişenin doğada kaybolması çok uzun yıllar alıyor. Peki elimizde böyle bir zaman var mı? Bilimsel verilere göre: *Bir plastik poşet doğada yaklaşık 500 yıla kadar, *Bir plastik şişe ise 450–1000 yıl arasında yok oluyor. Bu süreler, gezegenimiz için geri döndürülemez hasarlar yaratıyor. Yediğimiz, içtiğimizin neredeyse her şeyin içinde plastik parçacıkları var, farkında mısınız? Hatta soğuduğumuz havada bile Peki suçlu kim? Cevap çok belli değil mi? İnsanoğlu!!!  Yine insanoğlu. Sanki kendi sonunu hazırlamak için çabalıyor. Kimi insanların savunması ise şöyle: “Plastik hayatı kolaylaştırıyor, pratik, her yerde bulunuyor, renkli, süslü…” Bu cümleler, plastik ürünleri kullanma konusunda çoğu kişiye ne yazık ki yeterli geliyor. Savaşa ya da doğal afetlere gerek yok; Plastik, tek başına tüm bunlara bedel! Plastiği icat eden İngiliz Alexander Parkes acaba icat ederken ne düşündü, hangi amaçla geliştirdi? Bunu merak etmeden edemiyoruz. Keşke plastik tüketimini azaltmaya çalışsak; kendimiz, çevremiz ve gelecek nesiller için. “Bu bir hayal” dememek için… Mutlu ve huzurlu günler sizlerin olsun. Her daim bir umut vardır.  Aylin Özgür