
Hepimiz bir şekilde sınandık…
Kimi bedeniyle, kimi kalbiyle, kimi inancıyla.
Belki birimiz bir organını, birimiz sevdiğini , birimiz hayallerimizi kaybettik.
Ve o an geldiğinde, içimizden bir ses sordu:
Yaa neden ben?
Oysa bilmediğimiz şuydu
Kainatta boşluk yoktur ve
O, kırdığı yerden bizi yeniden doğrultur.Eksilttiğini, aslında güç olarak geri verir.
Japonya’da küçük bir çocuk vardı.
On yaşında geçirdiği kazada sadece sol kolunu değil ümitlerini de yitirmişti.
Ama babasının kalbinde öyle bir ışık vardı ki oğlunun gözlerinde tekrar judo ustası olma hayalini görmek istiyordu.
Babasının gayretiyle, ünlü bir ustanın kapısını çaldılar.
Usta hikayeyi dinledi ve çocuğa yalnızca bir tek hareket öğretti.
Bir gün değil, bir ay değil, tam on yıl boyunca…
Her sabah, her akşam aynı hareketi tekrar etti.
Çocuk başta sabretti ama en sonunda sonunda dayanamayıp sordu.
“Hocam, başka bir şey göstermeyecek misiniz?” usta bu soruya sadece şöyle cevap verdi
"Zamanı gelince...
Ve bir gün o zaman geldi.
Ustası onu büyük bir turnuvaya yazdırdı.
Çocuk şaşkındı.
“Benim bir kolum yok…
Sadece tek bir hareket biliyorum, nasıl olur?” diye düşündü.
Ama yıllardır ona emek veren hocasına güvendi vardır bir bildiği dedi.
Büyük gün geldi
Turnuva başladı.
Birinci maç, ikinci, üçüncü…
Her seferinde aynı hareketi yaptı.
Ve kazandı.
Yarı final, final…
O çocuk tek koluyla şampiyon oldu.
Kupayı eline aldığında gözleri doldu, ustasının yanına koştu:
“Hocam, nasıl oldu bu? Benim bir kolum yok, sadece bir hareket biliyorum.”
Usta bilgece gülümsedi
Evlat, sen o hareketi on yıl boyunca öyle çalıştın ki,
dünyada senden daha iyi yapan kimse yok artık.
Ve o hareketin tek karşı hamlesi,
rakibinin sol kolundan tutmasıdır.
Ama senin sol kolun yoktu.
İşte biz de böyleyiz.
Hayat bazen bizden bir şeyi alır; bir kol, bir kalp, bir fırsat…
Ama yerine görünmeyen bir kuvvet verir.
Bizi sakladığı kudretle yürütür.
Biz eksildik sanırız, oysa tamamlanmışızdır.
Kırıldığımız yerden ışık sızar,
Kalanlardan ustalık akar,
Kaybettiklerimizden bir dua çıkar.
Ve en derin acılar, ruhu adeta fırınlar ama pişmenin de tek yolu budur.
Belki de her birimiz o çocuğuz.Yıllardır aynı dersi çalışıyoruz:
Sabır, teslimiyet, emek, güven…
Hayat bazen bizi eksilterek sınar,
ama hiçbir zaman korumasız bırakmaz.
Ve sonunda anlarız:
Eksik sandığımız yer, güçlendiğimiz yerdir.
Işığın bizi tamamladığı yerdir.
Belki boşa gidecek zaman belki emek belki güç
Hakkın bizi koruduğu yerdir.
Kaybettiğimiz şey, aslında yön değiştirmemizi saglayan bir hediyedir.
Çünkü bazen, kusur sandıklarımız, Allah’ın bizde sakladığı en büyük güçtür.
Şimdi bildiğine göre sev kusurlarını, sev kırıklıklarını , sev seni yıkılmaz yapanı..
Ve teşekkür et
Bak nasıl iyi gelecek!
Feyzahan Işılay Gedikli
@feyzahanlayenibirsen