
Bir yanardağ patlıyor…
Milyonlarca yıl sonra o kül yığını, sabırla, ahenk ve nizamla bir yapıya dönüşüyor.
Doğa, zamanla taşın içinde yeni bir şiir yazıyor.
İşte Kapadokya’yı temaşa etmek bana yalnızca bir görsel şölen sunmadı; içimde çok daha derin hisler uyandırdı.
Atların Fısıltısı
Kapadokya’ya “Güzel Atlar Diyarı” adını Persler verdi.
İlk bakışta bu isim, bölgede yetişen atlara bağlanabilir.
Oysa Persler için at yalnızca bir hayvan değil, kutsallığın simgesiydi.
Sezgisel, özgür ve hayranlık uyandıran yapısıyla at, bilinçaltında yolu, hedefi ve yolculuğu temsil eder.
Bu yüzden bana hissettirdiği şey şu oldu:
“Kapadokya, bitişlerin ve yeni başlangıçların rahmidir.”

Eril Dış, Dişil İç
Kapadokya’ya baktığınızda sivri, sert, güneşi yansıtan, gözleri kamaştıran peri bacalarıyla karşılaşırsınız.
Bu görüntü ilk bakışta doğanın eril yanını hatırlatır.
Ama içeriye, mağaralara ve tünellere girdiğinizde bambaşka bir his karşılar insanı: yumuşak, katman katman, serin ve kucaklayan…
Aynen bir kadın gibi; ayın serinliğini taşıyan, naif bir dişillik. Bana fısıldadığı şey şuydu:
“Bırak ve yeniden başla.”
Rahmin Metaforu
Bir rahmin insana sunduğu yolculuk gibi…
Kapadokya da sana “hayal et ve gerçekleşsin” diyor.
Karanlık tünellerinde yürürken, aslında kendi bilinçaltına indiğini fark edersin.
Dıştan eril, içten dişil olan bu toprak, bana kainatın sırrını hatırlattı:
Cennet ve cehennem, ışık ve karanlık, hepsi iç içe.
İlhamın Uyumu
Kapadokya’da eril ve dişil uyumunu hissettim.
İlham veren dişil enerji, projeler ve fikirler doğuruyor; eril enerji ise onları düzenleyip hayata geçiriyor.
O an anladım ki; ilhamı tıkanan herkesin Kapadokya’ya yolu düşmeli.
Çünkü burada bu ikisinin uyumunu aynı anda hissettim.
Sanki kalbimden bir ilham benimle konuşuyordu ve o sesi seninle de paylaşmak istedim:
“Yeni fikirler için ilhama ihtiyacın varsa, yeni başlangıçların kapısını aralamak istiyorsan, buraya gel.”
Ve anladım ki Kapadokya yalnızca bir coğrafya değil; o, hayat yolculuğunda tıkanıklık yaşayanlara bir davet.
Hem içindeki eril gücü hem de dişil şefkati hatırlatan kadim bir sırdır.
Fark edenlere selam olsun…
Feyzahan Ece Gedikli