Musa Aşkın
Köşe Yazarı
Musa Aşkın
 

YOL

    Son günlerde kendi hâlimdeydim. Yolculuklarımı erteliyor, gitmem gereken yerlere adım atmıyordum. Oysa Ankara, Kapadokya, Kayseri, Eskişehir, Kırşehir…  Hepsinde işlerim vardı. Bir gün içimde bir ses yükseldi: Hadi kalk, yola çık. Ve çıktım… Yola koyulunca gördüklerim, yaşadıklarım bambaşkaydı. Yalnız bir yolculuk bazen şifa gibi gelir.. Bazen de hüzünle sarar insanı. Sessizliğin içinde kendi iç sesini daha net duyarsın. Yol kenarında bir ağaç, ufukta beliren bir dağ, hiç tanımadığın insanların tebessümü… Hepsi sana aslında yalnız olmadığını hatırlatır. Ne bu acelen yahu?” diye seslendi yolda karşılaştığım bir dost. “Bilmem…” dedim. Bir yerden bir yere başka nasıl gidilirdi? “Galiba hatırlamıyorum artık!” dedim şaşkın bir yüzle. Eskiden tren yolculuklarının uzunluğunda saklıydı hikâyeler. Romanlar, şiirler, hatıratlar hep bu yolculukların ayrıntılarıyla doluydu. Pencereye yaslanır, rayların ritminde düşüncelere dalardın. Şimdi trenler o kadar hızlı ki bütün bu hikâyeler trenlere tutunamıyor, yolda düşüp kalıyor.  O ayrıntıların, yüzlerdeki ifadelerin, yol kenarındaki taşranın kendine has kokusunun hepsi hızla siliniyor. Bugünün insanı hızın içinde yaşıyor. Ofislerde klavye sesleri, ardından metro, otobüs, ekranlar, telefonlar… Hep bir koşturma, hep bir bağlanma hâli. Ama neye bağlıyız? Yağan yağmuru fark etmeyen, güneşin doğuşunu umursamayan, patikalardan kopmuş hayatlara… Ekranlar arasında akıp giden günlere… Oysa yolculuk dediğin sadece bir yerden bir yere varmak değildir, içindeki yolları da yürümektir. Direksiyon başında dinlediğin bir şarkı, Kapadokya’nın kızıl toprakları, Kayseri’nin sabah serinliği, Eskişehir’in canlı sokakları… Asıl güzellik, işte bu anların içindedir. Yalnızken bile yalnız değilsin. Yol, sana kendini anlatır; sen de yola kendini. Ve bir noktada insan hem yolcu olur hem de yolun ta kendisi. Sonunda bir yere vardığında, etrafındaki insanları seyredersin.. Kimisi bavuluna sarılmış, kimisi düşüncelere dalmış, kimisi gözünü telefona kilitlemiş. Herkes başka bir hikâyenin yolcusu gibi görünür. Ama yolun sessizliğinde fark edersin ki aslında hepimiz birbirimize benzeriz. Saye Aşkın
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2025 -Cuma

YOL

 

 

Son günlerde kendi hâlimdeydim. Yolculuklarımı erteliyor, gitmem gereken yerlere adım atmıyordum. Oysa Ankara, Kapadokya, Kayseri, Eskişehir, Kırşehir… 
Hepsinde işlerim vardı. Bir gün içimde bir ses yükseldi:
Hadi kalk, yola çık.
Ve çıktım…

Yola koyulunca gördüklerim, yaşadıklarım bambaşkaydı. Yalnız bir yolculuk bazen şifa gibi gelir.. Bazen de hüzünle sarar insanı. Sessizliğin içinde kendi iç sesini daha net duyarsın. Yol kenarında bir ağaç, ufukta beliren bir dağ, hiç tanımadığın insanların tebessümü… Hepsi sana aslında yalnız olmadığını hatırlatır.
Ne bu acelen yahu?” diye seslendi yolda karşılaştığım bir dost.
“Bilmem…” dedim.
Bir yerden bir yere başka nasıl gidilirdi?
“Galiba hatırlamıyorum artık!” dedim şaşkın bir yüzle.

Eskiden tren yolculuklarının uzunluğunda saklıydı hikâyeler. Romanlar, şiirler, hatıratlar hep bu yolculukların ayrıntılarıyla doluydu. Pencereye yaslanır, rayların ritminde düşüncelere dalardın. Şimdi trenler o kadar hızlı ki bütün bu hikâyeler trenlere tutunamıyor, yolda düşüp kalıyor. 
O ayrıntıların, yüzlerdeki ifadelerin, yol kenarındaki taşranın kendine has kokusunun hepsi hızla siliniyor.

Bugünün insanı hızın içinde yaşıyor. Ofislerde klavye sesleri, ardından metro, otobüs, ekranlar, telefonlar… Hep bir koşturma, hep bir bağlanma hâli. Ama neye bağlıyız?
Yağan yağmuru fark etmeyen, güneşin doğuşunu umursamayan, patikalardan kopmuş hayatlara… Ekranlar arasında akıp giden günlere…

Oysa yolculuk dediğin sadece bir yerden bir yere varmak değildir, içindeki yolları da yürümektir. Direksiyon başında dinlediğin bir şarkı, Kapadokya’nın kızıl toprakları, Kayseri’nin sabah serinliği, Eskişehir’in canlı sokakları… Asıl güzellik, işte bu anların içindedir.

Yalnızken bile yalnız değilsin. Yol, sana kendini anlatır; sen de yola kendini. Ve bir noktada insan hem yolcu olur hem de yolun ta kendisi.

Sonunda bir yere vardığında, etrafındaki insanları seyredersin.. Kimisi bavuluna sarılmış, kimisi düşüncelere dalmış, kimisi gözünü telefona kilitlemiş. Herkes başka bir hikâyenin yolcusu gibi görünür. Ama yolun sessizliğinde fark edersin ki aslında hepimiz birbirimize benzeriz.

Saye Aşkın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.