KAPI EŞİĞİNDE BEKLEYENLER
Kafamızı meşgul etmezsek eğer,
Travmalar bekler kapı eşiğinde.
Ne zaman sessizlik çöker,
Kalabalık dağılır,
O an baş başa kalırız onlarla.
Yıllardır türlü bahanelerle,
Bir dizi, bir kahve,
Bir iş telaşı,
Bir dost sohbeti…
Ne bulduysak koyduk aramıza.
Ama travmalar erimez zamanla,
Yok olmazlar.
Sadece pusuda beklerler,
Biz kaçtıkça,
Gölgeleri büyür ardımızda.
Şimdi soruyorum kendime:
Nereye kadar erteleyeceksin?
Daha neyin arkasına saklanabilirsin?
Belki de en iyisi
Bir çay demleyip
“Gel bakalım, anlat derdini”
Demek içimdeki yorgun çocuğa.
Çünkü bazen
Yüzleşmek,
Kaçmaktan daha az acıtır.
Hadi yüzleşelim artık,
Yıllardır sakladığımız çocuk bizle
Neremizi üfleyelim önce?
Kalbimiz mi kırık?
Ruhumuz mu incindi?
Hiç mi iyileşmedi yaralarımız?
Gel…
Sarılayım sana sımsıkı.
Belki bir nebze iyi gelir.
Affetmediğimiz kimse kaldı mı?
O günlere dair…
Yaşanan ve yaşanamayan.
Affetmek kolay gibi durur,
Ama unutmak…
Ah unutmak…
Hiç kolay olmuyor.
Ah be çocuk ruhum,
Biz daha iyi bir dünya düşledik hep.
Ama dünya daha iyi olmadı.
Tam tersi…
Herkes güvenli köşesinde,
konfor alanında
Sonsuz yarınlara dair hayaller kurup,
sayılı şimdilerde kaybolup gitti.
Oysa şimdi,
Tam da şimdi,
Hadi yüzleşelim artık.
Karanlıkta kalan
Çocukluğumuzla.
Belki birlikte iyileşiriz
ve aydınlığa kavuşuruz
Aylin Özgür