Ne çok ister insan bir bulutun ardına saklanmayı…
Ne çok ister yağmurla birlikte ağlamayı…
Ne çok ister güneşle, sorgusuz sualsiz tüm dünyaya gülümsemeyi…
Günümüzde herkes, herkesten fütursuzca hesap soruyor.
Ne sen tam anlamıyla sen olabildin,
Ne de ben, ben olabildim.
Bize biçilen roller ya dar geldi, ya fazla…
Bu pelerin ya omuzlarımızda yamuk durdu,
Ya da hiç yakışmadı.
Meğer herkesin kahramanı olmak zormuş.
İnsan önce kendi kahramanı olmalı.
Zihnimizde “kahraman” kelimesine ne çok anlam yüklemişiz…
Nedir beklentilerimiz?
Ya herkes herkesin kahramanı oldu,
Ya da insan sadece kendi kahramanı olmayı öğrendi.
Güneş ne güzel doğuyor…
Belki de bu dünyanın en büyük kahramanı o;
İnsanlara her sabah umudu hatırlatıyor.
Peki sen… kime umut verebildin?
Sizin beklentilerinizde kahramanlar
Aydınlık yarınlar mı?
Yoksa karanlık anları mı vaat ediyor?
Ne ilginç bir devirde yaşıyoruz…
Her şey çabucak değişiyor;
Bizimse sesimiz çıkmıyor, nedense.
Oysa eskiden bu kadar kolay değildi değişmek.
Değişime cesaret edenler
Sisteme karşı olmakla suçlanır,
Hatta cahillikle damgalanırdı.
Velhasıl üstadım…
Sen sen ol;
“Dünyalıyım” demesen de olur.
“Dünyadan bir süre geçtim,” desen de olur.
Her daim bir umut vardır.
Aylin Özgür