Zaman, azizim.
Kimi için kıymetli, kimi içinse sadece boşluğu dolduran bir an.
Kimileri onunla yarışır, kimileri ise geçip gitmesine bile aldırmaz.
Ama biz, onun içinde hem çok şey yitirdik hem de geleceğe nice umutlar ektik.
“Yaşamak varsa umut da var,” derlerdi. Ne var ki o sözü söyleyenlerin bile yarına umutla bakamadığını gördük.
Hep örnek olmamız gerektiğini düşündük, güçlü görünmek için acılarımızı yaşayamadan,
sessizce üst üste dosyaladık. Her şeyi erteledik: “Sırası mı değil?” dedik. “Yarın çok mu uzak?” diye sorduk.
Ama cevap bulamadık.
Zaman, azizim… İşte o seni bir yerden alıp başka bir yere sürükleyen, bazen insanı ruhuna bile küstüren şey.
Hep bir bahane bulduk: “Uygun zaman gelsin.” dedik. “Şimdi olmaz.” dedik.
“Şu da olsun, bu da olsun, o iyileşsin, bu hallolsun” diye diye hep bekledik.
Ama asıl soruyu kimse kendine sormadı: Peki ya sen, azizim?
Senin zaman kredin gerçekten bu kadar çok mu?
Her daim bir umut vardır
Aylin Özgür