Anne babalar ve öğretmenler olarak hepimiz biliriz ki, çocuklarla hayat bazen fırtınalı denizler gibi dalgalı geçer. Bir oyuncak paylaşımı sırasında çıkan tartışma, beklenmedik bir öfke patlaması ya da haksızlığa uğradığını düşündüğü anlarda kopan gözyaşları… İşte tam da bu kriz anları, aslında çocukların en çok desteğe ihtiyaç duydukları anlardır.
Böylesi anlar kolay değildir, kabul edelim. Ama unutmamamız gereken şey şu: Her kriz anı, çocuğun büyüme yolculuğunun önemli bir parçasıdır. Biz yetişkinler sabır ve şefkatle yanlarında olduğumuzda, çocuklar da bu fırtınaları nasıl atlatacaklarını öğrenirler.
Duyguları Görün, Küçümsemeyin
Bir çocuğun duygusu ne kadar yoğun olursa olsun, “Aman ne var bunda, geçer!” demek, o an onu yalnız bırakmak gibidir. Oysa “Bu seni çok üzdü, çok kızdırdı” gibi sözler, onun dünyasında bir ışık yakar. Çocuğun duygularının görülmesi, kendini değerli ve güvende hissetmesini sağlar. Belki de en çok ihtiyaç duyduğu şey tam olarak budur.
Sakinliğinizi Korumaya Çalışın
Evet, bazen kolay değildir sakin kalmak. Özellikle günün yorgunluğu üzerimizdeyken, sesimizi yükseltmek ya da sinirlenmek an meselesi olabilir. Ama bir çocuk, en çok yetişkinin sakinliğine yaslanır. Derin bir nefes alıp, o an onun dünyasına inmek… Belki birkaç saniyelik bir sessizlik… Bu bile çocuğun kalbini yumuşatır.
Seçenek Sunun, İşbirliği Kurun
“Hayır, yapamazsın!” demek bazen çözüm gibi görünür ama çoğu zaman duvar örer. Bunun yerine “Sence başka nasıl çözebiliriz? Birlikte bakalım mı?” gibi cümleler, çocuğu çözümün bir parçası yapar. Onun da fikrini sormak, kendisini değerli hissettirir ve kriz anını yumuşatır.
Kriz Sonrası Konuşmayı Unutmayın
Her şey biraz sakinleştikten sonra, yaşananları konuşmak hem çocuk hem de yetişkin için iyileştiricidir. “Ne hissettin? Ne seni bu kadar üzdü?” diye sormak bile, çocuğun o anı anlamasına yardımcı olur. Kriz anları sadece o anı çözmek için değil, gelecekteki krizlerle baş etmeyi öğrenmek için de harika fırsatlardır.
Birlikte Büyüyoruz
Şunu unutmamalıyız ki: Kriz anları sadece çocuğun değil, bizim de öğrenme alanımızdır. Sabır, anlayış ve şefkatle yaklaştığımızda, çocuklarımızın duygusal dünyasına köprüler kurarız. Bu köprüler, onların özgüvenle büyümesini ve hayatta karşılaştıkları zorluklarla daha güçlü baş etmelerini sağlar.
Belki de çocuk yetiştirmenin en güzel yanı, birlikte büyümektir. Çünkü kriz anlarını sakinlikle ve anlayışla yönetebildiğimizde, hem onlar hem de biz, daha derin ve güçlü bağlar kurarız. İşte bu yüzden, çocuklarla yolculuğumuzda her kriz, aslında kucak dolusu sevgi ve sabırla aşılacak yeni bir öğrenme fırsatıdır.
Eğitimci-Yazar: Nurdan Kıyar
Adana/2025