Nimet Ünal Mizrakli
Köşe Yazarı
Nimet Ünal Mizrakli
 

İnsanın Hamı da Güzeldir Aslında…

Bazı insanlar vardır, tanıdığınızda sizi büyüler. Sözleri ölçülüdür, bakışları derin, hareketleri zarif. Onlar “olmuş” insanlardır. İçinde fırtınalar kopsa da dışarıya dingin bir göl gibi görünürler. Ama bir de “ham” insanlar vardır… Çabuk alınırlar, kırarlar, dökerler. Ne söylediklerini tam bilmez, bazen kendilerini bile anlayamazlar. Kaba gelirler, düşüncesiz, hatta bencil. Ama… İnsanın hamı da güzeldir aslında. Ham olan yanımız; hâlâ dönüşen, hâlâ öğrenen, hâlâ yarım kalmış yanımızdır. Tıpkı fırına girmemiş bir hamur gibi. Hamur olduğu için şekilsizdir belki ama içinde bir ekmeğe dönüşme potansiyeli taşır. Kabuğu henüz kızarmamıştır ama içi sıcaktır. İşte insanın bu hâli de çok kıymetlidir. Çünkü içinde umut vardır. Değişme ihtimali, büyüme ihtimali, pişme ihtimali… Toplum bize hep “olgun” olmayı öğretir. Sakin kal, sabret, kendine hâkim ol. Ama kimse demiyor ki: “Hamken de kendine iyi bak. Çünkü bu hâlin de çok güzel. Bu hâlinle de değerlisin.” Oysa asıl mesele, insanın kendi hamlığıyla kavga etmeden, ondan utanmadan yaşamayı öğrenmesidir. Kendi eksikliğini kabullenebilmek, işte bu da olgunluğun ta kendisidir. Bazı yaralar, bazı sevgiler, bazı kayıplar bizi erken olgunlaştırır. Ama bazılarımız gecikir; kırarak, hata yaparak, tökezleyerek büyür. Herkesin pişme süresi bir değildir. Kimi ağır ateşte, kimi yüksek ısıda. Ama herkesin içinde kabarmaya hazır bir maya vardır. Kabul edelim: Ham insanlar bizi sinirlendirir. Onların sabırsızlığı, kırıcı sözleri, bencil davranışları canımızı yakar. Ama unutmamak gerekir ki, biz de bir zamanlar o hamlıktan geçtik. Hâlâ geçiyoruz. Birimizin eksik bıraktığını, bir diğeri tamamlar. Hayat biraz da birbirimizin ham yanlarına iyi gelme sanatı değil midir? Belki de en çok şunu öğrenmeliyiz: İnsan sadece olduğu için değerli. Hamken de, yanmışken de, kabuğu çatlamışken de… Yeter ki içindeki maya ölmemiş olsun. Yeter ki içinde insan olma arzusu hâlâ kıpır kıpır dursun. Çünkü insan, piştiği kadar güzeldir evet… Ama ham olduğu kadar da gerçektir. Ve bazen en gerçek olan, en güzel olandır. Nimet Ünal Mızraklı @nisanrain @nefesin_de_nimettir
Ekleme Tarihi: 22 Mayıs 2025 -Perşembe

İnsanın Hamı da Güzeldir Aslında…

Bazı insanlar vardır, tanıdığınızda sizi büyüler. Sözleri ölçülüdür, bakışları derin, hareketleri zarif. Onlar “olmuş” insanlardır. İçinde fırtınalar kopsa da dışarıya dingin bir göl gibi görünürler. Ama bir de “ham” insanlar vardır… Çabuk alınırlar, kırarlar, dökerler. Ne söylediklerini tam bilmez, bazen kendilerini bile anlayamazlar. Kaba gelirler, düşüncesiz, hatta bencil. Ama… İnsanın hamı da güzeldir aslında.

Ham olan yanımız; hâlâ dönüşen, hâlâ öğrenen, hâlâ yarım kalmış yanımızdır. Tıpkı fırına girmemiş bir hamur gibi. Hamur olduğu için şekilsizdir belki ama içinde bir ekmeğe dönüşme potansiyeli taşır. Kabuğu henüz kızarmamıştır ama içi sıcaktır. İşte insanın bu hâli de çok kıymetlidir. Çünkü içinde umut vardır. Değişme ihtimali, büyüme ihtimali, pişme ihtimali…

Toplum bize hep “olgun” olmayı öğretir. Sakin kal, sabret, kendine hâkim ol. Ama kimse demiyor ki: “Hamken de kendine iyi bak. Çünkü bu hâlin de çok güzel. Bu hâlinle de değerlisin.” Oysa asıl mesele, insanın kendi hamlığıyla kavga etmeden, ondan utanmadan yaşamayı öğrenmesidir. Kendi eksikliğini kabullenebilmek, işte bu da olgunluğun ta kendisidir.

Bazı yaralar, bazı sevgiler, bazı kayıplar bizi erken olgunlaştırır. Ama bazılarımız gecikir; kırarak, hata yaparak, tökezleyerek büyür. Herkesin pişme süresi bir değildir. Kimi ağır ateşte, kimi yüksek ısıda. Ama herkesin içinde kabarmaya hazır bir maya vardır.

Kabul edelim: Ham insanlar bizi sinirlendirir. Onların sabırsızlığı, kırıcı sözleri, bencil davranışları canımızı yakar. Ama unutmamak gerekir ki, biz de bir zamanlar o hamlıktan geçtik. Hâlâ geçiyoruz. Birimizin eksik bıraktığını, bir diğeri tamamlar. Hayat biraz da birbirimizin ham yanlarına iyi gelme sanatı değil midir?

Belki de en çok şunu öğrenmeliyiz: İnsan sadece olduğu için değerli. Hamken de, yanmışken de, kabuğu çatlamışken de… Yeter ki içindeki maya ölmemiş olsun. Yeter ki içinde insan olma arzusu hâlâ kıpır kıpır dursun.

Çünkü insan, piştiği kadar güzeldir evet…
Ama ham olduğu kadar da gerçektir.
Ve bazen en gerçek olan, en güzel olandır.

Nimet Ünal Mızraklı
@nisanrain
@nefesin_de_nimettir

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.