Maalesef, eğitim sistemimiz çocuklara öğrenmenin güzelliğini değil, yetersiz hissetmenin ağırlığını öğretiyor.
Başarı; notlarla, sınavlarla, sıralamalarla ölçülüyor. Oysa bir çocuğun potansiyeli bir testin sayfalarına sığmaz.
Her birey farklı yollarla öğrenir, farklı biçimlerde üretir, farklı alanlarda parıldar.
Fakat sistem bu farklılıkları zenginlik olarak görmek yerine, tek bir kalıba uymayan herkesi “yetersiz” ilan ediyor.
Kendini sürekli eksik hissettirilen bir çocuk, zamanla inanmamayı öğreniyor.
Çabasına değil, başarısızlık korkusuna odaklanıyor. Kendi iç sesini değil, sürekli dışarıdan gelen eleştirileri dinliyor.
Böylece en doğal motivasyon kaynağı olan merak ve keşfetme isteği, yerini kaygıya bırakıyor.
Oysa çocuklarımızın ihtiyacı; kıyaslanmak değil, keşfedilmek.
Ezberlemek değil, anlamak. Yarışmak değil, gelişmek.
Eğitim, sadece bilgi yüklemek değil; özgüven kazandırmak, düşünmeyi öğretmek ve insanın kendine inanmasını sağlamaktır.
Gerçek eğitim sistemi, çocuklara “sen yetersizsin” demek yerine, “henüz öğrenme yolundasın” demelidir.
Çünkü hiçbir çocuk yetersiz değildir; sadece doğru yöntemle, doğru ortamda parlayacağı zamanı bekliyordur.
Nimet Ünal Mızraklı
Eğitmen-Yazar-Nefes Koçu
@nefesin_de_nimettir
@nisanrain