Hatice Meriç Doruk
Köşe Yazarı
Hatice Meriç Doruk
 

ÇELİK’İN KAZAĞI NEDEN DERT OLDU?

Türk pop müziği sanatçısı Çelik geçenlerde Denizli’de verdiği konsere herkesin bildiği ikonik kazakla sahneye çıktı. Ve o rengârenk el örgüsü motifli kazağın hikayesini anlattı. Konser görüntüleri her yerde paylaşıldı. Çelik ,”ateşteyim ateşte” derken o kazakla birlikte hepimizi aldı, sanki el yapımı bir zaman makinesiyle çok özlediğimiz 90’lara fırlattı. Sonra ne mi oldu? Sonra sosyal medya ahlak bekçileri olay yeri incelemesi için hemen toplandılar. Çelik’in 90’lı yıllara ait kazaklı fotoğrafları ile yeni halini yan yana getirdiler.  Annesinin emek emek, motif motif ördüğü kazağı piksel piksel büyütüp dil uzattılar. Çelik,Sosyal Medya Yüksek Mahkemesi’nde kendisinin haberi olmadan yargılandı. Adalet, kişisel haklar, ifade özgürlüğü, kendini savunma hakkı? Onlar sonra…  Koskoca Çelik yahu, şarkıcı?30 küsur yıl sonra aynı kazağı mı giyecek? “Yukarı sosyal medya mahallesi” sakinleri bile bir giydiğini bir daha giymezken, bardakla su içmek sınıfsal diyerek evdeki bardakları çöpe atarken, klozet kapağına kadar her yere altın varak sıvarken, misafir gelmeyen evlerinde milyon çeşit kahve fincanına özel dolap yaptırırken,  kış başında aldığı deri monttan sıkılıp kış ortasında elden çıkarırken, bir yandan kutsal bedenlerini minimalizme adayıp, diğer yandan çılgın alışveriş videoları çekerken, kargocuları  daha fazla gördüğü halde aile bireyleri ile “mutluyuz” pozları verirken, üç harfli marketlerden yaptıkları tasarrufla burundan popoya, oradan bilmem nereye kadar estetikle güzelleşirken, dört mevsim tatile çıkarken;  Çelik mi, sıradan,üstelik el örgüsü bir kazağı saklayacaktı? Kalem inanılmaz bir hızla kırıldı. Kararname sosyal medya resmi sitelerinde yayınlandı.  Bu kazak o kazak değil. Nokta. Hadi toplaşın mahalleli, aşağı mahalleden Çelik’i linçlemeye gidiyoruz. Üstelik burun da o burun değil. Çok basit, anlaşılır bir hal diliyle anlatıyor Çelik. Müzik yapmaya kendini adamış genç bir adamın, hayallerine giden o ilk adımlarının ne kadar zor olduğunu; sahne kostümü için bile bütçe ayıramadığı o taşlı yolun başında çaresiz ve umutsuz değil,  nasıl çözüm odaklı olduğunu vurguluyor. Gerektiğinde ışıltılı, pırıltılı, yanardönerli, markalı ya da özel dikilmiş bir kıyafet yerine, el örgüsü bir kazakla neler başarılacağını, üstelik sırtınızda “anne elinin ”izini taşıyorsanız asla “sırtınızın” yere gelmeyeceğini gösteriyor. Ben başardım, sen de yapabilirsin diyor. Başarmak için kendinden başka hiçbir şeye ihtiyacın yok mesajını gönderiyor. Sosyal medya muhtarı “sayın yapay zekânın” nasıl üstün maharetleri olduğunu hepimiz biliyoruz. Fotoğraflara, videolara her türlü eklemeyi çıkarmayı yapabiliyor. Evlerden ırak, kanepenize hiç tanımadığınız bir adamı, ya da bir  kadını iki seksen uzatıveriyor. Sonra ayıkla pirincin taşını. Beste yapıyor, şarkı söylüyor ki; Çelik’i buradan vursanız daha etik olabilirdi, bu şarkıyı Çelik değil bizim muhtar Yapay söylüyor gibi mesela… Bugün yine başka bir videoya denk geldim. Aras adında bir çocuk. Takipçim kadar çöp topluyorum diyerek dikkat çekmiş. Kısa zamanda takipçisi artmış. Sanat camiasından abla ve abileri destek vermiş. Ama o kadar çok linçlenmiş ki, büyük bir üzüntüyle nasıl acımasızca sosyal medyada akran ve yetişkin zorbalığına maruz kaldığını anlatıyor. Hem de nasıl nezaketli bir dille.Amacı takipçi kasmak bile olsa, bu yaşta bir çocuğun çevresine duyarlı olması güzel değil mi? Bırakın toplasın… Ama sosyal medya dedektifleri büyük sırrı çözdüler bile, para kazanmak için duyar kasıyorlar üstelik takipçilerin sırtından. Madem memnun değilsin, taşın kardeşim mahalleden! Hesabını kapat, tası tarağı topla ve git.  Sana ne Çelik’in anasının ördüğü kazaktan? Sana ne çöp toplayan çocuktan? Sana ne bardaktan su içenden? Sana ne ağacı, toprağı sevenden? Sana ne yazandan çizenden? Sana ne milletin nasıl giyindiğinden? İn o gözetleme kulenden, eline sen de şiş al. Bir ilmek de sen at. Sevgili Çelik, annenize sorar mısınız sevgi, anlayış, hoşgörü kaç ilmekti? Biz de kazak öreceğiz de…
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2025 -Cuma

ÇELİK’İN KAZAĞI NEDEN DERT OLDU?

Türk pop müziği sanatçısı Çelik geçenlerde

Denizli’de verdiği konsere herkesin bildiği ikonik kazakla sahneye çıktı.

Ve o rengârenk el örgüsü motifli kazağın hikayesini anlattı.

Konser görüntüleri her yerde paylaşıldı.

Çelik ,”ateşteyim ateşte” derken o kazakla birlikte hepimizi aldı,

sanki el yapımı bir zaman makinesiyle çok özlediğimiz 90’lara fırlattı.
Sonra ne mi oldu?

Sonra sosyal medya ahlak bekçileri olay yeri incelemesi için hemen toplandılar.

Çelik’in 90’lı yıllara ait kazaklı fotoğrafları ile yeni halini yan yana getirdiler. 

Annesinin emek emek, motif motif ördüğü kazağı piksel piksel büyütüp dil uzattılar.

Çelik,Sosyal Medya Yüksek Mahkemesi’nde kendisinin haberi olmadan yargılandı.

Adalet, kişisel haklar, ifade özgürlüğü, kendini savunma hakkı? Onlar sonra…
 Koskoca Çelik yahu, şarkıcı?30 küsur yıl sonra aynı kazağı mı giyecek?

“Yukarı sosyal medya mahallesi” sakinleri bile bir giydiğini bir daha giymezken, bardakla su içmek sınıfsal diyerek evdeki bardakları çöpe atarken, klozet kapağına kadar her yere altın varak sıvarken, misafir gelmeyen evlerinde milyon çeşit kahve fincanına özel dolap yaptırırken,  kış başında aldığı deri monttan sıkılıp kış ortasında elden çıkarırken, bir yandan kutsal bedenlerini minimalizme adayıp, diğer yandan çılgın alışveriş videoları çekerken, kargocuları  daha fazla gördüğü halde aile bireyleri ile “mutluyuz” pozları verirken, üç harfli marketlerden yaptıkları tasarrufla burundan popoya, oradan bilmem nereye kadar estetikle güzelleşirken, dört mevsim tatile çıkarken;  Çelik mi, sıradan,üstelik el örgüsü bir kazağı saklayacaktı? Kalem inanılmaz bir hızla kırıldı. Kararname sosyal medya resmi sitelerinde yayınlandı. 
Bu kazak o kazak değil.

Nokta. Hadi toplaşın mahalleli, aşağı mahalleden Çelik’i linçlemeye gidiyoruz.

Üstelik burun da o burun değil.
Çok basit, anlaşılır bir hal diliyle anlatıyor Çelik.

Müzik yapmaya kendini adamış genç bir adamın, hayallerine giden

o ilk adımlarının ne kadar zor olduğunu;

sahne kostümü için bile bütçe ayıramadığı o taşlı yolun başında çaresiz ve umutsuz değil,  nasıl çözüm odaklı olduğunu vurguluyor. Gerektiğinde ışıltılı, pırıltılı, yanardönerli, markalı ya da özel dikilmiş bir kıyafet yerine, el örgüsü bir kazakla neler başarılacağını, üstelik sırtınızda “anne elinin ”izini taşıyorsanız asla “sırtınızın” yere gelmeyeceğini gösteriyor. Ben başardım, sen de yapabilirsin diyor. Başarmak için kendinden başka hiçbir şeye ihtiyacın yok mesajını gönderiyor.
Sosyal medya muhtarı “sayın yapay zekânın” nasıl üstün maharetleri olduğunu hepimiz biliyoruz. Fotoğraflara, videolara her türlü eklemeyi çıkarmayı yapabiliyor.

Evlerden ırak, kanepenize hiç tanımadığınız bir adamı, ya da bir  kadını iki seksen uzatıveriyor. Sonra ayıkla pirincin taşını. Beste yapıyor, şarkı söylüyor ki; Çelik’i buradan vursanız daha etik olabilirdi, bu şarkıyı Çelik değil bizim muhtar Yapay söylüyor gibi mesela…
Bugün yine başka bir videoya denk geldim. Aras adında bir çocuk.

Takipçim kadar çöp topluyorum diyerek dikkat çekmiş.

Kısa zamanda takipçisi artmış. Sanat camiasından abla ve abileri destek vermiş.

Ama o kadar çok linçlenmiş ki, büyük bir üzüntüyle nasıl acımasızca sosyal medyada akran ve yetişkin zorbalığına maruz kaldığını anlatıyor.

Hem de nasıl nezaketli bir dille.Amacı takipçi kasmak bile olsa, bu yaşta bir çocuğun çevresine duyarlı olması güzel değil mi? Bırakın toplasın…
Ama sosyal medya dedektifleri büyük sırrı çözdüler bile, para kazanmak için duyar kasıyorlar üstelik takipçilerin sırtından.
Madem memnun değilsin, taşın kardeşim mahalleden! Hesabını kapat, tası tarağı topla ve git. 

Sana ne Çelik’in anasının ördüğü kazaktan? Sana ne çöp toplayan çocuktan?

Sana ne bardaktan su içenden?

Sana ne ağacı, toprağı sevenden? Sana ne yazandan çizenden?

Sana ne milletin nasıl giyindiğinden? İn o gözetleme kulenden, eline sen de şiş al.

Bir ilmek de sen at.
Sevgili Çelik, annenize sorar mısınız sevgi, anlayış, hoşgörü kaç ilmekti?

Biz de kazak öreceğiz de…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.