Raziye Gökbudak
Köşe Yazarı
Raziye Gökbudak
 

Çiftçi Yoksa Sofra da Yok

Çiftçi Yoksa Sofra da Yok 14 Mayıs Çiftçiler Günü’ne Dair Bir Farkındalık Yazısı Bu yazı herhangi bir siyasi görüşü temsil etmez; tamamen üretimin, emeğin ve çiftçiliğin önemine dikkat çekmek amacıyla kaleme alınmıştır. Memleketimizin kalkınmasında en önemli taşlardan biri, hatta belki de en temeli çiftçilerimizdir. Onlar üretirse bolluk olur, bereket olur. Onlar üretirse ihracat artar, ekonomi güçlenir. Çiftçi, toprağın diliyle konuşur. Çiftçi, vatanı besler. Çiftçi varsa umut vardır, yarın vardır. Dünya üzerinde kendi kendine yetebilen sayılı ülkelerden biri olan güzel Türkiye’miz, bugün ne yazık ki bu yetkinliğini korumakta zorlanıyor. Çünkü üretim bitme noktasına geliyor, köyden kente göç her geçen yıl artıyor. Kendi köyümden bilirim… Otuz yıl önce sokaklarında gençlerin neşesi yankılanan, tarlalarda onların gücüyle can bulan köyümüzde, bugün çoğunluğu 60 yaş ve üzeri büyüklerimiz oluşturuyor. Gençler ya şehirde iş arıyor, ya da başka hayallerin peşine düşüyor. Oysa çiftçi toprağa âşıktır. Sabahın köründe, biz sıcacık yatağımızda mışıl mışıl uyurken, o çoktan tarlasına varmıştır. Elleri nasırlıdır ama yüreği bir çocuk kadar hassastır. Mazot, gübre, tohum… Her şeyin maliyeti aldı başını gitti. Ürettiğini değerinde satamayan çiftçi, mecburen üretimden kopuyor. Gittikçe artan maliyetler karşısında direnemeyen genç üreticilerimiz şehir hayatına yöneliyor. Halbuki o gençler köyünde kalabilse, desteklense, sadece soframız değil, ülkemizin geleceği de bereketlenir. Çiftçimiz yeterince desteklenirse, köyler yeniden canlanır. Üretim artar, ithalata değil, kendi toprağımıza güveniriz. Çiftçi üretirse ülke kalkınır. Unutmayalım: Çiftçi yoksa sofrada yemek de yok. Tarlada bereket de yok. Bu anlamlı günde, onlara küçük bir şiirle selam vermek istedim. Bu dizeler, tüm çiftçilerimize emeklerinin naçizane bir hediyesidir: --- Sabahın köründe tarlaya varan, Sıcacık yatağını geride bırakan bizim çiftçimizdir. Bizim Çiftçimiz Elleri nasırlı, yüreği ise pamuk gibi hassastır. Bizim çiftçimiz. Yanık yanık türkülerle işler toprağını. Evlat gibi özenerek üretir domatesi, biberi, Soğanı ve daha nicelerini... Çiftçi yoksa, sofrada yemek de yok. Tarlada bereket de yok. Ey milletin efendisi, Kıymetin bilinmeli. Hem çalışkan, hem azimlidir, Yürekten verendir… Bizim çiftçimiz.
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2025 -Cumartesi

Çiftçi Yoksa Sofra da Yok

Çiftçi Yoksa Sofra da Yok
14 Mayıs Çiftçiler Günü’ne Dair Bir Farkındalık Yazısı

Bu yazı herhangi bir siyasi görüşü temsil etmez; tamamen üretimin, emeğin ve çiftçiliğin önemine dikkat çekmek amacıyla kaleme alınmıştır.

Memleketimizin kalkınmasında en önemli taşlardan biri, hatta belki de en temeli çiftçilerimizdir.
Onlar üretirse bolluk olur, bereket olur. Onlar üretirse ihracat artar, ekonomi güçlenir.
Çiftçi, toprağın diliyle konuşur.
Çiftçi, vatanı besler.
Çiftçi varsa umut vardır, yarın vardır.

Dünya üzerinde kendi kendine yetebilen sayılı ülkelerden biri olan güzel Türkiye’miz, bugün ne yazık ki bu yetkinliğini korumakta zorlanıyor.
Çünkü üretim bitme noktasına geliyor, köyden kente göç her geçen yıl artıyor.
Kendi köyümden bilirim… Otuz yıl önce sokaklarında gençlerin neşesi yankılanan, tarlalarda onların gücüyle can bulan köyümüzde, bugün çoğunluğu 60 yaş ve üzeri büyüklerimiz oluşturuyor. Gençler ya şehirde iş arıyor, ya da başka hayallerin peşine düşüyor.

Oysa çiftçi toprağa âşıktır.
Sabahın köründe, biz sıcacık yatağımızda mışıl mışıl uyurken, o çoktan tarlasına varmıştır.
Elleri nasırlıdır ama yüreği bir çocuk kadar hassastır.

Mazot, gübre, tohum… Her şeyin maliyeti aldı başını gitti. Ürettiğini değerinde satamayan çiftçi, mecburen üretimden kopuyor. Gittikçe artan maliyetler karşısında direnemeyen genç üreticilerimiz şehir hayatına yöneliyor. Halbuki o gençler köyünde kalabilse, desteklense, sadece soframız değil, ülkemizin geleceği de bereketlenir.

Çiftçimiz yeterince desteklenirse, köyler yeniden canlanır. Üretim artar, ithalata değil, kendi toprağımıza güveniriz.
Çiftçi üretirse ülke kalkınır.

Unutmayalım:
Çiftçi yoksa sofrada yemek de yok.
Tarlada bereket de yok.

Bu anlamlı günde, onlara küçük bir şiirle selam vermek istedim.
Bu dizeler, tüm çiftçilerimize emeklerinin naçizane bir hediyesidir:


---

Sabahın köründe tarlaya varan,
Sıcacık yatağını geride bırakan bizim çiftçimizdir.

Bizim Çiftçimiz
Elleri nasırlı, yüreği ise pamuk gibi hassastır.
Bizim çiftçimiz.

Yanık yanık türkülerle işler toprağını.
Evlat gibi özenerek üretir domatesi, biberi,
Soğanı ve daha nicelerini...

Çiftçi yoksa, sofrada yemek de yok.
Tarlada bereket de yok.

Ey milletin efendisi,
Kıymetin bilinmeli.

Hem çalışkan, hem azimlidir,
Yürekten verendir…
Bizim çiftçimiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.