Vicdan, insanlığı dengede tutan görünmez bir terazidir.
Eğer bu terazi eksik tartarsa, eğer vicdan yoksa; her zaman tartı yanlış gösterir.
Bir anne, evladını vicdanla yetiştirmezse; o çocuk yaptığı her kötülüğü haklı sanır.
Vicdansız esnaf, müşterisine kusurlu mal satmayı hak görür.
Vicdansız işveren, işçinin alın terini yok sayarak onu ezmeyi haklı bulur.
Vicdansız yönetici, hangi makamda olursa olsun, hatalarını örtmek için sürekli kendini haklı çıkarma çabasına girer ve hata üstüne hata yapar.
Anne-baba, çocuğuna hakkı, hukuku, vicdanı ve şefkati öğretemezse;
hırsızlar, dolandırıcılar, katiller, sapıklar çoğalır.
Sonuç olarak insan kılığında vicdansız yaratıklar ortaya çıkar.
Ve işte o zaman toplumda güven zedelenir, huzur kalmaz…
Oysa çocuklarımızı eğitirken yalnızca bilgilerine değil, kişiliklerine de yatırım yapmalıyız. Onlara pahalı oyuncaklar almak yerine; vicdanı, şefkati ve sorumluluk bilincini kazandırmalıyız. Bunun için en etkili yollardan biri, bir evcil hayvan edinip bakım sorumluluğunu çocuğa vermektir. Eğer bu mümkün değilse, sokak hayvanlarını beslemeyi alışkanlık haline getirmelerini sağlamak bile çok şey değiştirir.
Çocuklarımız büyüğe saygıyı, küçüğe sevgiyi ve şefkati ailede öğrenir. “Bir tek benimle düzelmez” demeyin. Unutmayın, tek bir kibriti kolayca kırabilirsiniz; ama bir kutu kibriti birleştirdiğinizde kırmak mümkün değildir. İşte alışkanlıklar da böyledir: bir kişiyle başlar, göre göre çoğalır.
Böylece huzurlu, mutlu, başarılı ve vicdanlı bir toplumun temelleri atılmış olur.
Son Söz
Daha adil, daha vicdanlı, daha huzurlu bir dünya hayali; her birimizin kalbinde yeşerip, davranışlarımızda filizlenirse gerçek olur. Vicdanı olan bireyler, vicdanlı bir toplumu; vicdanlı toplum ise geleceği inşa eder.
Sevgiyle, umutla ve vicdanla kalın…
Raziye Gökbudak