Raziye Gökbudak
Köşe Yazarı
Raziye Gökbudak
 

Okullar Açılıyor: Yarışa Değil, Hayata Hazırlayalım

Kırtasiyeden formaya, spor ayakkabıdan yemek ücretine kadar okul masrafları cep yakıyor. Öğrenciler sınav stresinde, gençler gelecek kaygısıyla boğuşuyor. Veliler ise bu yükün altında daha da yoruluyor. Okulların açılmasına sayılı günler kala, veliler ve öğrencilerde telaş başladı. Alışveriş listeleri uzadıkça uzuyor; çanta, kitap, defter derken masraflar yine cep yakıyor. Bir de üzerine okul formaları, eşofmanlar, spor ayakkabılar eklenince, dar gelirli aileler için yük katbekat artıyor. Anaokulu ise başlı başına bir masraf; kırtasiye setleri, okul kıyafetleri, yemek ücretleri derken aile bütçesi en çok bu dönemde zorlanıyor. Anaokulu ve birinci sınıflarda heyecan dorukta. Ortaokul son sınıflar LGS stresini yaşarken, lise öğrencileri de yeni okullarına alışmaya çalışıyor. Fakat bütün bu koşuşturmanın içinde çoğu zaman unutulan bir gerçek var: Çocuklarımız sadece derslerden, notlardan, karnelerden ibaret değil. Sevgili veliler, lütfen biraz geriye dönüp kendi öğrencilik yıllarınızı hatırlayın. Karneniz her zaman dört dörtlük müydü? Bizim dönemlerimizde internet yoktu, bilgiye ulaşmak zordu, kütüphanelerde saatlerimizi harcardık. Bugün bilgiye ulaşmak çok daha kolay. Ama bu, çocuklarımız için hayatın daha kolay olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü sistem artık bir yarışa dönüşmüş durumda. Not ortalaması ve sıralamalar, çocukları âdeta “at yarışı”na sokuyor. Sosyal alanları kısıtlanan öğrenciler, nefes almak yerine sadece sınavlara koşullandırılıyor. Oyun çağındaki çocuklar test kitaplarının arasında sıkışıyor. Üniversite hazırlıkları ise bambaşka bir çıkmaz. “Bizim zamanımızda okul azdı” diyebilirsiniz, haklısınız. Bugün üniversite sayısı arttı ama en iyi okullara girebilmek için gençler daha büyük bir stresin içinde. Farklı görünse de aslında zorluk aynı. Üstelik eskiden üniversiteyi bitiren gençler, alanlarıyla ilgili iş bulma şansına daha çok sahipti. Bugünse tablo karamsar. Öğretmenlik ya da mühendislik mezunu pırıl pırıl gençlerimiz, atanamadığı için market kasasında çalışmak zorunda kalıyor. Gelecek kaygısı gençlerimizi çıkmazlara sürüklüyor. Bir de ailelerin, “Okudun da ne oldun? Atanamadın, masraflar boşa gitti” gibi kırıcı sözleri eklenince, gençlerimizin umut ışığı tamamen sönüyor. Oysa unutmamalıyız: Eğitim bir yarış değil, hayatı anlamlandırmanın yoludur. Çocuklarımızın ihtiyacı yüksek notlardan çok daha fazlası. Onlar; destek, empati ve anlayış bekliyor. Biz büyükler olarak görevimiz, onları yarışa değil hayata hazırlamak. Öğrencilere küçük bir rica: Engelli sınıf arkadaşlarınız olabilir. Lütfen onlara daha anlayışlı davranın, incitici ve kırıcı hareketlerden çekinin. Unutmayın, onların da bir kalbi var; üzülüp kırılabilirler. Zaten zor olan hayatlarını dahada zorlaştırmayın. Çünkü gelecek, sadece test sonuçlarıyla değil; umutla, inançla ve sevgiyle inşa edilir. Yeni eğitim öğretim yılının; öğrencilerimize başarı, velilerimize sabır, öğretmenlerimize güç ve ülkemize aydınlık bir gelecek getirmesini temenni ediyorum. Sevgiyle kalın…  Raziye Gökbudak
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2025 -Pazar

Okullar Açılıyor: Yarışa Değil, Hayata Hazırlayalım

Kırtasiyeden formaya, spor ayakkabıdan yemek ücretine kadar okul masrafları cep yakıyor.

Öğrenciler sınav stresinde, gençler gelecek kaygısıyla boğuşuyor. Veliler ise bu yükün altında daha da yoruluyor.

Okulların açılmasına sayılı günler kala, veliler ve öğrencilerde telaş başladı.

Alışveriş listeleri uzadıkça uzuyor; çanta, kitap, defter derken masraflar yine cep yakıyor.

Bir de üzerine okul formaları, eşofmanlar, spor ayakkabılar eklenince, dar gelirli aileler için yük katbekat artıyor.

Anaokulu ise başlı başına bir masraf; kırtasiye setleri, okul kıyafetleri, yemek ücretleri derken aile bütçesi en çok bu dönemde zorlanıyor.

Anaokulu ve birinci sınıflarda heyecan dorukta. Ortaokul son sınıflar LGS stresini yaşarken, lise öğrencileri de yeni okullarına alışmaya çalışıyor.

Fakat bütün bu koşuşturmanın içinde çoğu zaman unutulan bir gerçek var: Çocuklarımız sadece derslerden, notlardan, karnelerden ibaret değil.

Sevgili veliler, lütfen biraz geriye dönüp kendi öğrencilik yıllarınızı hatırlayın.

Karneniz her zaman dört dörtlük müydü? Bizim dönemlerimizde internet yoktu, bilgiye ulaşmak zordu, kütüphanelerde saatlerimizi harcardık.

Bugün bilgiye ulaşmak çok daha kolay. Ama bu, çocuklarımız için hayatın daha kolay olduğu anlamına gelmiyor.

Çünkü sistem artık bir yarışa dönüşmüş durumda.

Not ortalaması ve sıralamalar, çocukları âdeta “at yarışı”na sokuyor.

Sosyal alanları kısıtlanan öğrenciler, nefes almak yerine sadece sınavlara koşullandırılıyor.

Oyun çağındaki çocuklar test kitaplarının arasında sıkışıyor.

Üniversite hazırlıkları ise bambaşka bir çıkmaz.

“Bizim zamanımızda okul azdı” diyebilirsiniz, haklısınız.

Bugün üniversite sayısı arttı ama en iyi okullara girebilmek için gençler daha büyük bir stresin içinde. Farklı görünse de aslında zorluk aynı.

Üstelik eskiden üniversiteyi bitiren gençler, alanlarıyla ilgili iş bulma şansına daha çok sahipti.

Bugünse tablo karamsar. Öğretmenlik ya da mühendislik mezunu pırıl pırıl gençlerimiz, atanamadığı için market kasasında çalışmak zorunda kalıyor.

Gelecek kaygısı gençlerimizi çıkmazlara sürüklüyor.

Bir de ailelerin, “Okudun da ne oldun? Atanamadın, masraflar boşa gitti” gibi kırıcı sözleri eklenince, gençlerimizin umut ışığı tamamen sönüyor.

Oysa unutmamalıyız: Eğitim bir yarış değil, hayatı anlamlandırmanın yoludur.

Çocuklarımızın ihtiyacı yüksek notlardan çok daha fazlası. Onlar; destek, empati ve anlayış bekliyor.

Biz büyükler olarak görevimiz, onları yarışa değil hayata hazırlamak.

Öğrencilere küçük bir rica: Engelli sınıf arkadaşlarınız olabilir.

Lütfen onlara daha anlayışlı davranın, incitici ve kırıcı hareketlerden çekinin.

Unutmayın, onların da bir kalbi var; üzülüp kırılabilirler. Zaten zor olan hayatlarını dahada zorlaştırmayın.

Çünkü gelecek, sadece test sonuçlarıyla değil; umutla, inançla ve sevgiyle inşa edilir.

Yeni eğitim öğretim yılının; öğrencilerimize başarı, velilerimize sabır, öğretmenlerimize güç ve ülkemize aydınlık bir gelecek getirmesini temenni ediyorum.

Sevgiyle kalın…

 Raziye Gökbudak

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.