Raziye Gökbudak
Köşe Yazarı
Raziye Gökbudak
 

Ev: Dört Duvar mı, Ruhun Yansıması mı?

Ev nedir? Sadece dört duvar, bir çatıdan mı ibaret? Yoksa ruhumuzun sığınağı, içimizi saran bir huzur alanı mı? Herkesin yaşam şekli farklıdır. Kimi iki artı bir bir evde yaşar, kimi apartta, kimi müstakil evde, kimi villada... Kimi evler hayranlık uyandırır, kimileri kıskandırır. Ama hiçbirimiz o evlerin içinde neler yaşandığını, kimin gerçekten mutlu, kimin sessizce acı çektiğini bilemeyiz. Her evin kendi sırrı vardır; dışarıdan görünenle içinde yaşanan bambaşkadır. Bazen geceleri pencereden bakarım. Karşı apartmanlarda yanan ışıklara dalar giderim... Her bir ışığın altında nasıl hayatlar var diye düşünürüm. Kaç kahkaha, kaç gözyaşı, kaç hayal, kaç kırgınlık saklıdır o duvarların ardında? Ev, sadece bir yapı değil, bizi çepeçevre kuşatan görünmez bir zırhtır. Özellikle yaşlılarda daha çok fark ederiz; ne kadar ilgi gösterilirse gösterilsin, insan yine de kendi evinde kalmak ister. Çünkü insanın en çok rahat ettiği yer, alışık olduğu kokular, sesler ve anılarla dolu kendi evidir. Ancak evi yuva yapan yalnızca eşyalar ya da metrekareler değildir. Evi yuva yapan huzurdur. Peki bu huzuru nasıl artırabiliriz? Bir evin sadece fiziksel temizliğe değil, ruhsal ve enerjisel temizliğe de ihtiyacı vardır. Zamanla biriken stres, kırgınlıklar, tartışmalar evin havasını ağırlaştırır. O ağırlık görünmez ama hissedilir. İşte bu noktada birkaç küçük ama etkili uygulama evin enerjisini tazeleyebilir: Her gün, özellikle kışın bile olsa, pencereleri en az yarım saat açmak… Sadece oksijen değil, ferahlık da girsin içeri. Temizlik yaparken niyet eklemek… “Bu temizlikle yalnızca kirleri değil, dertleri de süpürüyorum” demek bile dönüşüm başlatır. Tuz ve sirkeyi karıştırıp küçük kaselere koyarak evin köşelerine yerleştirmek; bu uygulamanın negatif enerjiyi çektiğine inanılır. Hoş kokulu oda parfümleri, lavanta keseleri ya da adaçayı tütsüsü ile evin enerjisini hafifletmek. Canlı çiçekler yerleştirmek; çünkü çiçekler hem göze hem ruha canlılık verir. Evinizin bir köşesine bir mıknatıs koyup yanına bereketi, sevgiyi ya da sağlığı simgeleyen bir obje yerleştirmek... Bu, niyetimizin enerjisini çağırmak için güçlü bir yöntem olabilir. Ve en önemlisi: Evde tartışmalardan kaçınmak, pozitif bir dil kullanmak. Çünkü sözlerimiz, evimizin havasını doğrudan etkiler. Evimiz bizim yansımamızdır. Nasıl yaşıyorsak, ev de ona göre şekillenir. Huzurla yaklaşılırsa huzurla karşılık verir. Enerjiyi doğru yönettiğimizde evin içindeki hava bile değişir, daha rahat nefes alırız. Dışarıda hangi zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım, evimizin kapısına geldiğimizde içeri adım atmadan önce şöyle demeyi alışkanlık haline getirelim: "Tüm sorunlarımı dışarıda bırakıyorum. Bu kapıdan içeri yalnızca huzur, sevgi ve bereket girsin." Bu küçük niyet bile evin enerjisini baştan aşağı değiştirebilir. Unutmayalım… Ev sadece başkalarını ağırladığımız bir alan değil; en kıymetli misafir olan kendimizi ağırladığımız yerdir. Bugün bir pencere aç. Bir dua et. Bir köşeye niyetini koy. Ve evinle birlikte ruhunu da arındır. Çünkü ev sadece dört duvar değil… Senin enerjinin aynasıdır. Sevgiyle, huzurla, arınarak... Raziye Gökbudak
Ekleme Tarihi: 01 Temmuz 2025 -Salı

Ev: Dört Duvar mı, Ruhun Yansıması mı?

Ev nedir? Sadece dört duvar, bir çatıdan mı ibaret? Yoksa ruhumuzun sığınağı, içimizi saran bir huzur alanı mı?

Herkesin yaşam şekli farklıdır. Kimi iki artı bir bir evde yaşar, kimi apartta, kimi müstakil evde, kimi villada... Kimi evler hayranlık uyandırır, kimileri kıskandırır. Ama hiçbirimiz o evlerin içinde neler yaşandığını, kimin gerçekten mutlu, kimin sessizce acı çektiğini bilemeyiz. Her evin kendi sırrı vardır; dışarıdan görünenle içinde yaşanan bambaşkadır.

Bazen geceleri pencereden bakarım. Karşı apartmanlarda yanan ışıklara dalar giderim... Her bir ışığın altında nasıl hayatlar var diye düşünürüm. Kaç kahkaha, kaç gözyaşı, kaç hayal, kaç kırgınlık saklıdır o duvarların ardında?

Ev, sadece bir yapı değil, bizi çepeçevre kuşatan görünmez bir zırhtır. Özellikle yaşlılarda daha çok fark ederiz; ne kadar ilgi gösterilirse gösterilsin, insan yine de kendi evinde kalmak ister. Çünkü insanın en çok rahat ettiği yer, alışık olduğu kokular, sesler ve anılarla dolu kendi evidir.

Ancak evi yuva yapan yalnızca eşyalar ya da metrekareler değildir.
Evi yuva yapan huzurdur.

Peki bu huzuru nasıl artırabiliriz?

Bir evin sadece fiziksel temizliğe değil, ruhsal ve enerjisel temizliğe de ihtiyacı vardır. Zamanla biriken stres, kırgınlıklar, tartışmalar evin havasını ağırlaştırır. O ağırlık görünmez ama hissedilir.

İşte bu noktada birkaç küçük ama etkili uygulama evin enerjisini tazeleyebilir:

Her gün, özellikle kışın bile olsa, pencereleri en az yarım saat açmak… Sadece oksijen değil, ferahlık da girsin içeri.

Temizlik yaparken niyet eklemek… “Bu temizlikle yalnızca kirleri değil, dertleri de süpürüyorum” demek bile dönüşüm başlatır.

Tuz ve sirkeyi karıştırıp küçük kaselere koyarak evin köşelerine yerleştirmek; bu uygulamanın negatif enerjiyi çektiğine inanılır.

Hoş kokulu oda parfümleri, lavanta keseleri ya da adaçayı tütsüsü ile evin enerjisini hafifletmek.

Canlı çiçekler yerleştirmek; çünkü çiçekler hem göze hem ruha canlılık verir.

Evinizin bir köşesine bir mıknatıs koyup yanına bereketi, sevgiyi ya da sağlığı simgeleyen bir obje yerleştirmek... Bu, niyetimizin enerjisini çağırmak için güçlü bir yöntem olabilir.

Ve en önemlisi: Evde tartışmalardan kaçınmak, pozitif bir dil kullanmak. Çünkü sözlerimiz, evimizin havasını doğrudan etkiler.

Evimiz bizim yansımamızdır. Nasıl yaşıyorsak, ev de ona göre şekillenir. Huzurla yaklaşılırsa huzurla karşılık verir. Enerjiyi doğru yönettiğimizde evin içindeki hava bile değişir, daha rahat nefes alırız.

Dışarıda hangi zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım, evimizin kapısına geldiğimizde içeri adım atmadan önce şöyle demeyi alışkanlık haline getirelim:
"Tüm sorunlarımı dışarıda bırakıyorum. Bu kapıdan içeri yalnızca huzur, sevgi ve bereket girsin."
Bu küçük niyet bile evin enerjisini baştan aşağı değiştirebilir.

Unutmayalım…
Ev sadece başkalarını ağırladığımız bir alan değil; en kıymetli misafir olan kendimizi ağırladığımız yerdir.

Bugün bir pencere aç. Bir dua et.
Bir köşeye niyetini koy.
Ve evinle birlikte ruhunu da arındır.

Çünkü ev sadece dört duvar değil… Senin enerjinin aynasıdır.

Sevgiyle, huzurla, arınarak...

Raziye Gökbudak

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.