Raziye Gökbudak
Köşe Yazarı
Raziye Gökbudak
 

İnsanın Kendi Değerini Bilmesi: Evrenin Renk Cümbüşü

Her insanın inandığı bir şey vardır elbet. İnsanlık, yaratılışından itibaren pek çok şeye inandı. Kimi güneşe inandı, güneş batıyor diye aya inandı, ay gündüzleri kayboluyor diye ateşe inandı, ateşi su söndürüyor diye suya inandı, rüzgârın yönüne inandı ve pek çok inanışa teslim oldu. Kendi elleriyle putlar yaptılar, ona inandılar, onlardan ekmek yaptılar ve yediler. İneğe inandılar, sonra dağları, taşları, ağaçları, kuşları, tüm evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanıp peygamberlere inandılar. Çok tanrıya inananlar da oldu, tek tanrıya inananlar da. İnsan, güçsüz kaldığında sığınacak bir güç bulmak için sürekli inanmayı tercih etti. İnançlar uğruna nice savaşlar yapıldı, nice kanlar döküldü. Toplumda yer edinmek, iç huzurumuza ermek, ölüm acısına dayanmak için inanç çok önemlidir. Tabii ki tüm yaratılmışları yaratan bir kavram var; ister Tanrı deyin, ister Allah, illa ki bir inanca erişmek önemlidir. Fakat her şeyi sorgulamak, doğruyu yanlışı ayırt etmek için Yaradan bir akıl verdi bize. Bir kişinin arkasından körü körüne inanalım diye değil, aklımızla sorgulayalım, doğrularımıza göre takdir edip yanlışlarımıza göre daha iyi bir hale getirelim diye. Dünyada insanlık gerçek manada olsa, ezilen insanlar olmasa, insanlar güç, kariyer, para, mal, mülk uğruna birbirlerine zulmetmese, bu dünya hepimize yeter. Yeter ki kardeşçe, dostça paylaşmasını bilelim. Kendimizi üstün göstermek uğruna başkalarını küçük görmeyelim. Hastaya, yoksula, çocuklara, yaşlılara destek olalım. İşte o zaman gerçek bir huzur gelir evrene. Kavgalar, savaşlar neden? Bir gün can elden gidince hiç bir işimize yaramayacak mal, mülk, toprak, ihtişam... Adına ne koyarsanız koyun, onlar uğruna niye insan insana kıyar? Neden nefis denen şey uğruna kırar ki insan insanı? Kimi esmer, kimi kumral, kimi sarışın, kimi siyahi, kimi ela, kimi mavi, kimi kahverengi, kimi yeşil gözlü... Kimi uzun, kimi orta boylu, kimi kısa, kimi zayıf, kimi balık etli, kimi şişman... Her biri apayrı güzel ve özel. Hepimizin mizacı da öyle; benim düşünebildiğimi bir başkası düşünmez, onun düşündüğünü ben düşünemem. Herkesin düşünceleri kıymetli, her biri ayrı ayrı değerli. Çünkü bu evren, her anlamda bir renk cümbüşüdür. Peki, niye savaşlarla, zulümlerle, kırıcı sözlerle incitiyoruz, yok etmeye çalışıyoruz bu güzelim evreni? Barış olsun, sevgi olsun, saygı olsun, dünyamız güzel olsun. İnsan kendine kıymet vermeyince, bir kıymet derdine düşer. Eğer bir kişi kendini sevmiyorsa, nasıl bir başkasından sevgi görebilir? Eğer o kişi kendine saygı göstermiyorsa, nasıl bir başkası ona saygı duyar? Eğer kendine ve yapacaklarına kendi inanmayana, bir başkası niye inansın? Milyarlarca insan, milyarlarca hayvan, kim bilir kaç milyon kilometrekare alan var. Niye, ne için bu savaşlar, insan ölümleri, kıskançlıklar? İnsan kendine kıymet vermeyince bir kıymet derdine düşer. İşte bu yüzden barış, sevgi ve saygı içinde bir dünya yaratmalıyız. Her birey farklı ve özeldir. Çeşitliliğimizi kutlamak ve birbirimize değer vermek, gerçek huzuru getirecek tek yol. --- Raziye Gökbudak
Ekleme Tarihi: 14 Mayıs 2025 -Çarşamba

İnsanın Kendi Değerini Bilmesi: Evrenin Renk Cümbüşü

Her insanın inandığı bir şey vardır elbet. İnsanlık, yaratılışından itibaren pek çok şeye inandı. Kimi güneşe inandı, güneş batıyor diye aya inandı, ay gündüzleri kayboluyor diye ateşe inandı, ateşi su söndürüyor diye suya inandı, rüzgârın yönüne inandı ve pek çok inanışa teslim oldu. Kendi elleriyle putlar yaptılar, ona inandılar, onlardan ekmek yaptılar ve yediler. İneğe inandılar, sonra dağları, taşları, ağaçları, kuşları, tüm evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanıp peygamberlere inandılar. Çok tanrıya inananlar da oldu, tek tanrıya inananlar da. İnsan, güçsüz kaldığında sığınacak bir güç bulmak için sürekli inanmayı tercih etti. İnançlar uğruna nice savaşlar yapıldı, nice kanlar döküldü.

Toplumda yer edinmek, iç huzurumuza ermek, ölüm acısına dayanmak için inanç çok önemlidir. Tabii ki tüm yaratılmışları yaratan bir kavram var; ister Tanrı deyin, ister Allah, illa ki bir inanca erişmek önemlidir. Fakat her şeyi sorgulamak, doğruyu yanlışı ayırt etmek için Yaradan bir akıl verdi bize. Bir kişinin arkasından körü körüne inanalım diye değil, aklımızla sorgulayalım, doğrularımıza göre takdir edip yanlışlarımıza göre daha iyi bir hale getirelim diye.

Dünyada insanlık gerçek manada olsa, ezilen insanlar olmasa, insanlar güç, kariyer, para, mal, mülk uğruna birbirlerine zulmetmese, bu dünya hepimize yeter. Yeter ki kardeşçe, dostça paylaşmasını bilelim. Kendimizi üstün göstermek uğruna başkalarını küçük görmeyelim. Hastaya, yoksula, çocuklara, yaşlılara destek olalım. İşte o zaman gerçek bir huzur gelir evrene. Kavgalar, savaşlar neden? Bir gün can elden gidince hiç bir işimize yaramayacak mal, mülk, toprak, ihtişam... Adına ne koyarsanız koyun, onlar uğruna niye insan insana kıyar? Neden nefis denen şey uğruna kırar ki insan insanı?

Kimi esmer, kimi kumral, kimi sarışın, kimi siyahi, kimi ela, kimi mavi, kimi kahverengi, kimi yeşil gözlü... Kimi uzun, kimi orta boylu, kimi kısa, kimi zayıf, kimi balık etli, kimi şişman... Her biri apayrı güzel ve özel. Hepimizin mizacı da öyle; benim düşünebildiğimi bir başkası düşünmez, onun düşündüğünü ben düşünemem. Herkesin düşünceleri kıymetli, her biri ayrı ayrı değerli. Çünkü bu evren, her anlamda bir renk cümbüşüdür.

Peki, niye savaşlarla, zulümlerle, kırıcı sözlerle incitiyoruz, yok etmeye çalışıyoruz bu güzelim evreni? Barış olsun, sevgi olsun, saygı olsun, dünyamız güzel olsun. İnsan kendine kıymet vermeyince, bir kıymet derdine düşer. Eğer bir kişi kendini sevmiyorsa, nasıl bir başkasından sevgi görebilir? Eğer o kişi kendine saygı göstermiyorsa, nasıl bir başkası ona saygı duyar? Eğer kendine ve yapacaklarına kendi inanmayana, bir başkası niye inansın?

Milyarlarca insan, milyarlarca hayvan, kim bilir kaç milyon kilometrekare alan var. Niye, ne için bu savaşlar, insan ölümleri, kıskançlıklar? İnsan kendine kıymet vermeyince bir kıymet derdine düşer. İşte bu yüzden barış, sevgi ve saygı içinde bir dünya yaratmalıyız. Her birey farklı ve özeldir. Çeşitliliğimizi kutlamak ve birbirimize değer vermek, gerçek huzuru getirecek tek yol.


---

Raziye Gökbudak

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.