Raziye Gökbudak
Köşe Yazarı
Raziye Gökbudak
 

O Yol Sensin

O Yol Sensin Hangisini istersen koy önüne: Çay mı, kahve mi, yoksa bitki çayı mı? Çünkü bu yazı sadece kelimelerden ibaret değil. Bu yazı bir çağrı. İçindeki ışığı yeniden yakman, düştüğün yerden kalkman için bir sesleniş. Hazırsan, koy içeceğini önüne ve başla okumaya. Hayat bazen bir yumruk gibi iner insanın omuzlarına. Ne yapsan olmaz, hangi kapıyı çalsan açılmaz. Zihninde sürekli aynı soru dönüp durur: “Bitti mi her şey?” Cevap gecikir bazen, ya da hiç gelmez. Ama sorular kalır, kalpte bir ağırlık, gözlerde bir pusla. Ey can okuyucum, bu satırları okurken belki de yorgunsun. Belki de içinde fırtınalar kopuyor ama yüzün suskun. Hayat seni yorabilir, evet. Haksızlıklar, kayıplar, umutsuzluk… Hepsi üst üste gelir bazen. Ama şunu asla unutma: En güzel çiçekler, en sert topraklardan doğar. Ve en güçlü insanlar, en büyük sınavlardan geçerek var olur. Şimdi sana küçük bir soru: Ne yapmayı düşünüyorsun? Karalar denizinde boğulmayı mı, yoksa o denizden yüzerek karaya çıkmayı mı? Çünkü hayat, ya pasif bir kabulleniş ya da aktif bir direniştir. Seçim her zaman senindir. Hayat geminin kaptanı sensin. Dümeni başkasına bırakırsan, gideceği yola razı olmak zorunda kalırsın. Bardağın kırık olabilir, ama su hâlâ hayat verir. Su içmekten vazgeçer misin diye sor kendine. Hayatta da öyle… Kırılmış olabilirsin, parçalanmış da… Ama o “su” dediğimiz yaşama sevinci, hâlâ orada duruyor. İster elinle tut, ister başka bir bardak bul ama yaşama tutunmaktan vazgeçme! Düştün mü? Kalk. Yaran mı var? Sar. Yoluna taş mı çıktı? Gerekirse tekmele! Çünkü o yol senin. O yol sensin. Sevgi ve saygılarımla, Raziye Gökbudak
Ekleme Tarihi: 12 Mayıs 2025 -Pazartesi

O Yol Sensin

O Yol Sensin

Hangisini istersen koy önüne: Çay mı, kahve mi, yoksa bitki çayı mı?
Çünkü bu yazı sadece kelimelerden ibaret değil. Bu yazı bir çağrı.

İçindeki ışığı yeniden yakman, düştüğün yerden kalkman için bir sesleniş.
Hazırsan, koy içeceğini önüne ve başla okumaya.

Hayat bazen bir yumruk gibi iner insanın omuzlarına.

Ne yapsan olmaz, hangi kapıyı çalsan açılmaz. Zihninde sürekli aynı soru dönüp durur:

“Bitti mi her şey?” Cevap gecikir bazen, ya da hiç gelmez. Ama sorular kalır, kalpte bir ağırlık, gözlerde bir pusla.

Ey can okuyucum, bu satırları okurken belki de yorgunsun. Belki de içinde fırtınalar kopuyor ama yüzün suskun.

Hayat seni yorabilir, evet. Haksızlıklar, kayıplar, umutsuzluk…

Hepsi üst üste gelir bazen. Ama şunu asla unutma:

En güzel çiçekler, en sert topraklardan doğar. Ve en güçlü insanlar, en büyük sınavlardan geçerek var olur.

Şimdi sana küçük bir soru: Ne yapmayı düşünüyorsun?
Karalar denizinde boğulmayı mı, yoksa o denizden yüzerek karaya çıkmayı mı?
Çünkü hayat, ya pasif bir kabulleniş ya da aktif bir direniştir. Seçim her zaman senindir.

Hayat geminin kaptanı sensin. Dümeni başkasına bırakırsan, gideceği yola razı olmak zorunda kalırsın.

Bardağın kırık olabilir, ama su hâlâ hayat verir. Su içmekten vazgeçer misin diye sor kendine. Hayatta da öyle…

Kırılmış olabilirsin, parçalanmış da… Ama o “su” dediğimiz yaşama sevinci, hâlâ orada duruyor.

İster elinle tut, ister başka bir bardak bul ama yaşama tutunmaktan vazgeçme!

Düştün mü? Kalk. Yaran mı var? Sar. Yoluna taş mı çıktı?

Gerekirse tekmele! Çünkü o yol senin.

O yol sensin.

Sevgi ve saygılarımla,
Raziye Gökbudak

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.