Sahne hazır, ışıklar yanmış… İçerisi tıklım tıklım dolu. Seyirci heyecanla ne olacağını bekliyor. Ama tam o anda, içimizdeki görünmeyen oyuncu, tüm oyunu sabote etmeye hazırlanıyor. O oyuncunun adı: Panik Atak. Sinsice gelir. Bazen ansızın, bir cümlede, bir bakışta, bir kalabalığın ortasında… Kalp sıkışır, nefes daralır, göğüste baskı hissi başlar. Ölüyormuşsunuz gibi olur, ama aslında yaşıyorsunuzdur. Daha da kötüsü, yaşamak bu kadar zorlaşmışken, kimse anlamaz sizi. Çünkü tüm tahlilleriniz temiz çıkar, doktorlar “bir şeyin yok” der. Oysa siz o anda, içten içe yıkılırsınız. Panik Atak Nedir? Panik atak, beynin tehlike alarmını yanlış zamanda devreye sokmasıdır. Normalde hayatta kalmak için gerekli olan “savaş ya da kaç” sistemi, panik atakta ortada gerçek bir tehlike olmadan aktive olur. Bu yüzden kişi; kalp krizi, boğulma, bayılma ya da kontrolünü kaybetme korkularıyla baş başa kalır. Panik atak, aslında geçmişin içimizde sakladığı yaraların bugünkü yankısıdır. Genellikle çocukluk ya da gençlik döneminde bastırılmış travmalar, beynin derinliklerinde bir yerlere saklanır. O yaralar, uzun süre sessizce kalır. Siz onları unuttuğunuzu zannedersiniz, ama bir gün hiç beklemediğiniz bir anda — savunmalarınız düştüğünde — yüzeye çıkarlar. Tıpkı saklambaç oynar gibi. Siz artık aramayı bırakmışken “bul beni” dercesine ortaya çıkarlar. Ve genelde kendilerini panik atakla gösterirler. Neden Bu Kadar Arttı? Günümüzde panik atak vakalarının bu denli artmasının nedenleri arasında; Sürekli uyarı halinde yaşayan modern insan beyni, Sosyal medya üzerinden karşılaştırmalı hayatlar, Ekonomik ve sosyal güvensizlikler, Bastırılmış duygular ve En önemlisi ölüm korkusu yer alır. İnsan, duygularını bastırdıkça beden konuşmaya başlar. Bedenin dili de panik ataktır bazen. Panik Atakla Baş Etme Yolları Evet, panik atak çok korkutucu olabilir. Ama unutmayın, kontrol altına alınabilir. İşte bazı etkili yöntemler: Nefes teknikleri uygulamak: Örneğin 4-7-8 yöntemi. 4 saniye burundan nefes al, 7 saniye tut, 8 saniyede ağızdan ver. Gerçeklik cümleleri kurmak: “Şu an tehlikede değilim. Bu his geçici.” Dikkat dağıtma yöntemleri: Etrafınızdaki nesnelere odaklanmak, yürüyüş yapmak, renkleri saymak. Günlük tutmak: Hangi olaylar tetikliyor? Ne sıklıkla geliyor? Bunları takip edin. Profesyonel destek almak: - Psikoterapi, nefes terapisi, meditasyon, bilinçli farkındalık (mindfulness) oldukça etkili yöntemlerdir. - Özellikle geçmiş travmalara dayalı panik ataklarda EMDR terapisi oldukça güçlü sonuçlar verebilir. EMDR Nedir? EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), yani Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme terapisi, travmatik anıları yeniden işleyerek beynin doğal iyileşme sürecini harekete geçirir. Özellikle panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu ve geçmişe bağlı duygusal yüklerin azaltılmasında oldukça etkilidir. Terapist eşliğinde yapılan kontrollü göz hareketleriyle beynin travmayı yeniden kodlaması sağlanır. Unutma, En Büyük Gücün: Kendin Panik atağı bir düşman gibi görmek yerine, bedenimizin bize verdiği bir mesaj olarak görebiliriz. “Yeter artık” diyen iç sesimiz, duyulmayı bekliyordur sadece. Kaçmak yerine, yüzleşmek ve o sesi duymaya cesaret etmek gerekir. Bazen bir atak, bastırdığımız acının çığlığıdır. Duyulmak ister. Görülmek ister. Belki de en çok, anlaşılmak… Ve evet… Panik atakla yaşamak zor, ama onunla baş etmek mümkün. Bilinçlenmek, destek almak, nefes almak ve en çok da kendinle barışmak, bu yolculuğun anahtarıdır. Sağlıkla, farkındalıkla ve cesaretle kalın. Raziye Gökbudak