Öyle zamanlar gelir ki...
Hayatın hızına kapılmış, telaşların, sorumlulukların ve gündelik koşuşturmaların içinde unuturuz bazı şeyleri.
Yanımızda dimdik duran, her düştüğümüzde bizi kaldıran, en derin kırgınlıklarımızı sabırla dinleyen,
nazımızı çekip sevgisini hiç esirgemeyen insanların varlığını fark etmeden yaşarız.
Çünkü onların sevgisini, sabrını ve sadakatini "hep olacakmış" gibi sanırız.
Oysa insan kırılgandır.
Demirden değil, camdandır.
Bazen en güçlü sandığımız kalpler bile sessizce dağılır.
Biz sanırız ki bize her defasında hakkını helal edecek, her suskunluğu affediş olacak...
Ama bir gün tahammüller biter.
Sabun gibi elimizden kayıp gider o güzel insanlar.
Ve işte o zaman başlar içimizde derin bir pişmanlık.
O değerli kalbin sesini duymazdan geldiğimiz, gözlerindeki kırgınlığı görmezden geldiğimiz her an, boğazımıza düğümlenir.
Hakk'a yürüyüp de dönmeyenlerin ardından "Keşke..." ile başlayan cümleler kurarız.
Ama "keşke" ne zamanı geri getirir, ne de bir kalbi tamir eder.
Toplumsal olarak da bu bir çöküşün habercisidir.
Çünkü insanlar, yakınındakine kıymet vermez, uzak olana hayranlık besler hâle gelirse; aileler dağılır, dostluklar biter, toplumda güven zedelenir.
Psikolojik olarak ise kişi, en çok değer verdiği yerden yaralanınca içe kapanır, yalnızlaşır ve aidiyet duygusunu yitirir.
Bir gün fark ederiz ki en kıymetlileri en çok biz kırmışız.
Kalbini kırdığımız her insan, vicdanımızın tahtına oturur.
Ve zaman geçtikçe bu yük daha da ağırlaşır.
O yüzden yanımızda olanın kıymetini şimdi bilmek gerek.
Bir tebessümle, bir özürle, bir teşekkürle, bir sarılmayla.
Çünkü "sonra" belki de hiç gelmeyecek…
> "İnsan, en çok kıymet verdiğini yitirdiğinde büyür." – Cemal Süreya
"En acı pişmanlık, ‘keşke’ dediğin anda duyduğundur." – Victor Hugo
"İyilik yap, kalp kırma. Unutma, insanın kırdığı yerden sınanır." – Hz. Mevlana
"Öyle davran ki, bir gün seni kaybeden, ne kaybettiğini anlayabilsin." – Can Yücel
Sevgiyi, emeği, sadakati...
Yanımızdayken görmeyi öğrenelim.
Çünkü her kayıp geri gelmez, her kırık tamir olmaz.
Ve hayat, ertelediğimiz sevgiler için bize ikinci bir şans sunmayabilir.
Raziye Gökbudak